Günümüz dünyası bizi sürekli daha fazlasına sahip olmaya teşvik ediyor. Daha fazla kıyafet, daha fazla kozmetik, daha fazla eşya... Oysa gerçekten ihtiyacımız olan şey çoğu zaman daha az.
Peki, neden azalmalıyız? Ve daha az tüketerek hayatımızı nasıl sadeleştirebiliriz?
Gel, birlikte keşfedelim.
Ne kadar çok şeye sahip olursak, o kadar çok sorumluluğumuz artıyor. Daha çok eşya, daha çok bakım, daha çok stres demek.
Azaldıkça:
İhtiyacın olmayanı almamak, aslında kendine verdiğin en büyük hediyedir.
Kendine şu soruları sorabilirsin:
Eğer cevabın “Evet!” değilse, bırak gitsin.
Başlamak için büyük adımlar atmana gerek yok. İşte birkaç basit fikir:
Azaldıkça hafifleyeceksin.
Yeni bir şey mi almak istiyorsun? O zaman evinden bir şey çıksın. Bu basit kural, fazlalıkların birikmesini önler.
Örneğin, yeni bir kıyafet aldıysan, uzun zamandır giymediğin bir tanesini bağışla.
Eşyalar bir süre sonra anlamını yitirir. Ama deneyimler — bir doğa yürüyüşü, sevdiklerinle geçirilen bir akşam, yeni bir beceri öğrenmek — sana ömür boyu eşlik eder.
Daha az şey alıp, daha çok anı biriktirmek mümkün.
Tüketimi azalttıkça doğanın üzerindeki yükü de azaltırsın. Her satın almadığın ürün, daha az üretim, daha az enerji harcaması ve daha az atık demek.
Unutma, küçük değişimler büyük etkiler yaratır.
Azalmak, eksilmek değil; özüne dönmektir. Daha sade bir hayat, daha anlamlı bir yaşam demektir. Ve en güzeli, doğaya ve kendine olan sevginin en gerçek ifadesidir.
AzAl & ÇokSev olarak biz, bu yolculukta senin yanındayız. 🌿
Kendine iyi bak, dünyaya iyi bak.