AzAl & ÇokSev olarak bu yola çıkarken kendimize bir söz verdik: Doğaya, insan bedenine ve emeğe zarar vermeyen ürünleri bir araya getireceğiz. Bunun ilk ve en güçlü adımı, yerel üreticilerle el ele vermek oldu.
Peki neden sadece yerel?
İçerik bizim için her şey.
Cildimize, evimize, hatta nefesimize değen bir ürünün içinde ne olduğunu bilmek hakkımız. Biz de bu yüzden sadece temiz içerikli ürünler üreten üreticilerle çalışıyoruz. Gerçek lavanta yağı, soğuk sıkım zeytinyağı, saf kil, doğal gliserin… Kulağa basit geliyor olabilir ama bu maddeleri gerçekten saf, katkısız ve etkili formda sunan üreticiler bulmak hiç kolay değil. Biz bulduk. Ve seninle buluşturduk.
Ambalaj tercihi bir detay değil, bir duruş.
Plastik kullanımını minimumda tutan, cam, karton ya da geri dönüştürülebilir malzeme kullanan üreticileri tercih ediyoruz. Çünkü sadece içeriğin değil, ambalajın da temiz olması gerektiğine inanıyoruz. Ürün eline geçtiğinde sadece kendine değil, doğaya da iyi gelsin istiyoruz.
"Ama küçük üretici ürünleri işe yarıyor mu?"
Evet. Hatta çoğu zaman büyük markalardan daha çok.
Çünkü küçük üreticiler içeriklerde kaliteye, işlevselliğe ve doğallığa daha çok önem veriyor. Formüller daha doğal ve etkili. Aroma ve renk, albenili ambalajlar gibi “gösterişli” ama gereksiz detaylardan çok, içeriğin cilde ve doğaya nasıl etki ettiğine odaklanıyorlar.
Yerel üretici demek, ülkenin ruhuna yatırım demek.
Ürünlerin çoğu tarladan, atölyeden ya da mutfaktan doğrudan geliyor ve hepsi denetimlerden geçerek ürünlerini ortaya çıkarıyor. Kadın emeği, kırsal üretim, küçük aile işletmeleri… Kimi zaman sabunu kendi kazanında kaynatan biriyle, kimi zaman lavanta tarlasından yeni dönmüş biriyle konuşuyoruz. Bu bağ, o ürünü daha da özel kılıyor.
Taze, etkili, ulaşılabilir.
Yurtdışından gelen bir ürün haftalarca depoda, sonra da raflarda bekliyor. Bizim ürünlerimizse çoğu zaman birkaç gün önce hazırlanmış oluyor. Taze geliyor, etkisini daha iyi gösteriyor.
Son söz:
AzAl & ÇokSev’de gördüğün her ürün, bir seçimle burada. Bu seçim: